8 Aralık 2012 Cumartesi

SİMİT, ÇAY VE BÜYÜK PARANIN SATIN ALAMADIĞI KÜÇÜK MUTLULUKLAR

Hesapsız plansız hareket etmenin ceremesini çekiyor, adeta paramla rezil oluyordum. cüzdanımda gıcır gıcır ellilikler vardı ama bunlar bana çay alamıyorlardı. 

Ah bu akılsız kafam! Her gün 1 lira verip simit alıyor diğer 1 lira ile az ilerdeki çaycıdan çay alıp, kimisine dandik gelecek olsa da benim için çok lezzetli olan, kahvaltımı yapıyordum. Son 14 yıl beşiktaş kadıköy vapuruna binmeden aynı ritüeli yaşıyordum hergün. 

Bugün bir hovardalık yapmış, simidin yanına bir de "şu tatlı şeyler"den almıştım ve bugün ödemem gereken tutar 2,5 tl idi, verdim ama cebimdeki paraya bakmadan bu hovardalığı yapmak hataydı, bunu elimde simit ve tatlı şey ile çaycıya gidince farkettim, cebimde 85 kuruş vardı ve çay 1 liraydı, cüzdanıma baktım, para vardı ama hepsi yepisyeni elliliklerdi! birini aradan çekip çaycıya gösterdim, reddetti, simitçiye geri döndüm bozmadı! Çaycıya 15 kuruşu yarın veriyim desem kabul ederdi, hatta helal bile ederdi yada simitçiye gidip durumu izah etsem tatlı şeyi geri alır 1,5 lirayı geri verirdi, ama lanet olsun ki bunları yapabilecek biri değildim. 

O tatlı şeyi neden almıştım ki?! kendime kızdım, iskeleye geldim, vapur yeni gitmiş sonraki vapura 25 dakika vardı, simidim ve tatlı şeyi kuru kuru yedim. O an hayatı çekilir kılan tek bir gerçek vardı o da vapurda küçük çayın 75 kuruş olduğuydu. 

Neşem yerine gelmişti! Umut Sarıkaya "benim de söyleyeceklerim var (üç)" kitabımı açtım, kaldığım yerden okumaya devam ettim....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder